BIRAK GÖZYAŞLARINI AKSIN...

Keşke herşey çocuk masumluğunda kalsa.İnadına büyük bir hızla ,dünyada dahil hepberaber kirlenerek büyüyoruz...
Çocuk masumluğu...Dilimiz yada kulaklarımız o kadar aşinaki bu cümleye,sallayıp geçebiliyoruz bazen.Hangi çocuk çıkarları için mücadele ederki,sevgileri ne kadar karşılık beklemeden gelir; sadece sever...ve ağlar,tertemiz ağlar ve minicik yüreği ne kadar kocamandır aslında...

Mecburen büyüyoruz ve beynimizi okadar çamurlara yataklık yapacak hele getiriyoruzki çocukluğumuzdan eser kalmıyor...Bir gözyaşları kalıyor elimizde masum,onun nedenide insan elinin uzanamadığı tek yerde olmasından sanırım.Ki en büyük değerdir ağlayabilmek varsın o temiz kalsın...

Bir 'erkek' bebek, şimdi annesinin kucağında boncuk boncuk terliyor, vargücüyle emiyor annesinin göğsünü, inanılmaz mutlu,inanlımaz temiz...Emeklemeye başlıyor aylar geciyor oğlan yeni yeni yürümeye başlıyor:

Oğlan düşer...
Anne koşar...
-Oğlum! uğruna öldüğüm acımadı biryerin değilmi,ben düşüyüm yavrum acıyan benim canım olsun...
öper öper öper...
Babası gelir hoplatır zıpladır;
-Vaaay baban senin pipini yesin.
Der ve heryerini öper...

Ve efendim oğlancık büyümüştür böyle, öpüle ,koklana,incitilmeden,kıyamadan.

Şimdi 'O' babasının öptüğü yer varya işte insanların oralarından elektirik veriyor işkence odalarında!!!
Hani en mutlu olduğu an vardıya annesini emerken...İşte şimdi o emdiği göğüs uçlarından elektrik veriyor aynı odada!!!
Nasılda kıyıyor, kendi kıyılamayanlarına diğer insanlarda...

Bir kız çocuğu oda aynı teri döküyor şimdi annesinin kucağında,oda düşe kalka büyümeye çalışıyor;
-Annesi memişlerini yesin amanda aman...
Dudaklarını bastırmaya korkuyor annesi, öperken kızının memişlerini.
Babası saçlarını kokluyor ve sakallarının batmasından korkuyor öperken...

Ve efendim kızda büyüdü...
Şimdi en ucuz otel odalarında 'kıyılamadan' öpülen memişlerinin adı göğüs olmuş ve kirli tırnakların altında can çekişiyordu.
Babasının sakalı nede yumuşakmış oysaki...
Pamuksu öpüşlerin yerini salyalar almış, sadece yüzünde değil yeryerindeydi.
İnsandı! bu çoktan unutulmuştu...

Kadın ağladı, biliyordu, hergün farklı bir ten ve hergün aynı bitmez işkence.
Pis kadındı artık onun adı ve herkesin aynı gözle baktığı.İnsan olduğunu hatırlayan varmıydı kimbilir...
----------
Demiştimya büyüdükçe kirleniyoruz, kirleterek büyüyoruz el ele kolkola beraber!!!
Herkesi bir şekilde bir gelecek bekliyor.
Herkes bir şey oluyor; ada ne gerek,kalmıyor çocukluktan eser.
Gözyaşı dışında...
(Ama yinede hiç sanmıyorum bir işkencecinin gözyaşları olabileceğini...)

Şimdi gülüşlerin bile hakkı verilmiyor.İçimizde saklı kalan çocuk yanımız birden fırlayıveriyor,yada mutluluktan yada başka bir nedenden (ne farkeder) yüzümüze bir gülümseme takılıyor,karşılığında mal muamelesi görüyorsun;
-ne salak salak sırıtıyooo buuu???

Yaa işte gülüşün adı sırıtıklık oluyor...
Bebekleri güldürmek için abuksubuk hareketler yapan biz değilmiydik...
evet burda zorla güldürüp, güldürünce mutlu olmakken öğe büyünce kendiliğinden gülene salak yerine koymak yapmak niye???

Ne acı birşeymiş şu büyümek...
Anne karnında acıta acıta büyür bebek ve acıtarak doğar...
Ağaç toprağı acıtarak büyür...
Ve bitiş...diğer adı ölüm.
Giderkende acı çektirmezmiyiz.

Ne demişler ''nefes almak değilmiş yaşamak, ateşlerde yanmak gibi birşey...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

doğarken acıtırız..
yaşarken,severken, gülerken, ağlarken acıtırız..
ve nihayeti ölürken acıtırız..
peki ya biz hiç acımaz mıyız? hayat alıyor bu kadar acıtmamızın intikamını elbette. biz de acıyoruz mutlak..

Adsız dedi ki...

Anneler günümüz, hepimize kutlu olsun. Nice, yıl dönümleri dileği ile..