İğdeli...



Gitmeli dedi adam...
Yoksa kaybolacaktı, yalan gülümsemelerde.
ve inanacaktı kurduğu, iğde kokulu hayalet dünyaya.
Gerçekten uzak mayhoş tadı sardı sarmaladı tüm benliğini ki burada ellerini kesiyor kanamıyor, kendini asıyor ölmüyordu... Ama derinine işleyen bir acı vardı; tutunamıyordu, gözleride elleri gibi boşlukta çırpınıyordu. Yoktu...

Yüzünü pencereye, hüznünü yüreğine yasladı. Gitmeli ...
Yoksa ölemem ben, iğde kokusu bu kadar sararsa yüreğimi nasıl ölebilirimki...

ve göze aldı iğde kokusundan uzakta kalabilmeyi,
Kalabalığın içindeydi şimdi ve başarmıştı; elleri kanıyordu hem nefeste almıyordu.
Öldü adam.
Avucunda bir tutam iğde çiçeği..

2 yorum:

akilliigne dedi ki...

selam ARKADAŞIM
okudum tekrar okudum anlamdığımdan şüpelenerek çünkü yazacak bir şey gelmiyordu aklıma osıra aklıma gelen şey
Fatma K. Barbarosoğlu/Acı Deniz
"Sustum. Konuşabileceğim onca şey varken… Konuştukça, paylaşıldıkça güzelleşeceğine inandığım onca şey varken. Sustum. Sükûtumu bir ikram gibi sunarak."
yazılanlarda bu kadar keskinlik varken......
selam ve muhabetle esen kal.

Kayıp Şehirler dedi ki...

yazının her bir satırnda benim gibi kaybolmuş bir adamın son demlerini okudum ve kendime cok yakın buldum iğde çiceğini..sevgiler..ben blogspota yazmıyorum..yazılarımı yayınladığım yer..sayec ziyaret etmek isterseniz..kayipsehirler.blogcu.com..sevgiler..